Aylin Radomisli Cates,19 Ocak 1995 Perşembe günü, evinin bahçesinde, o sabah evini temizlemeye gelen hizmetçisi tarafından, kendi arabasının altında ölü bulundu. Üstünde ve etrafta nasıl öldüğüne dair hiçbir iz yoktu. Bir hırsızın saldırısına uğramış değildi. Bir katille boğuşmamıştı. Elbisesi yırtılmamış, tırnakları kırılmamıştı. Çorapları bile kaçmamıştı. Kaptıkaçtı tipi arabası, parke taşı döşeli dümdüz avluda aklın alamayacağı bir nedenle kayarak, dört parmak yüksekliğindeki seti atlamış, meyil aşağı inmiş, ön tekerlekleri yolda, arka tekerlekleri duvara takılı durmuştu. Aylin, arabanın altında çaprazlamasına girmiş, sırtüstü yatıyordu. Üstünde abiye bir gri döpiyes, yakasında yarım ay biçiminde bir elmas broş, parmağında tek taş yüzük vardı. Otopsi raporuna göre, iki gün önce, salı gecesi öldürülmüştü.
Ana Fikri
Hayatı an be an yaşamalı,erteleyerek değil aksi takdirdir çok geç olmuş olabilir.Aynı zamanda tedbiride elden bırakmamalı.
Gerçek bir yaşam öyküsü, romanın etkileyici ve sürükleyici bir özelliği var.
Aylin, inatçılığıyla birlikte,düşünmeden hareket etmesi zaman zaman başına belalar açar ve bedelini ödemek zorunda kalır.Aylin'in başarılarla dolu hayatı olması yine de mükemmel bir insan olmuş değil o da herkes gibi hata yapıyor.
Kitabın dili sade,anlaşılır ve akıcı olması hemen okunan kitaplar arasında yerini aldı.
Şuna dikkat etmekte fayda var genelde hep Aylin'in tarafından olaylara bakılıyor ve hep Aylin haklı gibi gösteriliyor.Bu yanlış empati yaparak karşı tarafı da düşünmek gerekir.
Okunması gerekenler listesine mutlaka alın.
😊