kişisel gelişim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kişisel gelişim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mart 2019 Çarşamba

Neden Hayat Karmaşık ???



Merhaba Sevgili Okur,

Çekim yasası ile ilgili bu hafta ne öğrendimse sana hemen anlatayım.

İnsan ilişkilerimizde bazı anlaşmazlıklar olduğunda hemen hemen kafamızda beliren sorudur ; Neden hayat bu kadar karmaşık ?
Farklı bir çok insan tipi var. Bu gün bahsedeceğim tip, konuşarak halledebileceği şeyleri içine atıp kafasında kuran tip olacak ve bu tip insanın ne yapması gerektiğiyle ilgili bir kaç farkındalık tavsiyesi vereceğim.

Bazı insanlar çok çabuk vazgeçer bir şeyi anlatmaktan ve ya ifade etmekten. Karşısındakine anlatırız anlatırız olmaz yine anlamaz yine anlamaz değil mi ? Böylelikle pes edip içimize atıyoruz ve kafamızda milyon tane şey kurup hem kendimizi hem karşımızdakini gereksiz yere yıpratırız. 



Birimi eksik? >>>>>> Ara
Görüşmek mi istiyorsun ? >>>>>> Davet et
Anlaşılmıyor musun ? >>>>>> Açıkla
Soruların mı var ? >>>>>> Sor
Beğenmedin mi?>>>>>> Belirt
Bir şey mi istiyorsun? >>>>>> Anlat
Birisini mi seviyorsun >>>>>>Söyle


Kimse aklınızdan geçenleri bilemez ve göremez. Bu nedenle açıklamak beklemekten daha iyi bir yöntemdir.
Unutma, sadece bir hayatın var.
Basit ol.

23 Şubat 2019 Cumartesi

İstiyorum Değil Niyet Ediyorum

Cumartesinin öğleden sonrasından selamlar :)

Bir Kişisel Gelişim konusuyla daha karşındayım :) Bu sefer herkesin yaptığı ama bir türlü %70 'imizin hayata geçiremediği, hep …… istiyorum. Cümlesindeki ertelenmişlikten bahsedeceğim.


Öncelikle bu olumlama oturduğun yerden aşağıda anlattıklarımı sana getirmeyecek, tabi ki bir çaba, emek sarf etmedikçe bir şeyi elde edemezsin, bunu da unutmamalısın. Bu sadece olumlama yani pozitif enerji olayıdır.
Neyse konuya geleyim.
İstiyorum deme, istiyorum hep ertelemek ve zamanını bilmemektir. Bilinmeyen bir gelecek ve erteleme enerjisi yaratır. " Oldu " enerjisi kullanın buda; "seçiyorum veya niyet ediyorum ya da gidiyorum . " olumlamalarıyla olur.

Gel şimdi bir kaç cümle örnek yapalım.
-Ben bu işte başarını olmayı seçiyorum/ niyet ediyorum.
- Bu yaz İstanbul'a gitmeyi niyet ediyorum.
-Şu arabayı almayı niyet ediyorum.
-Ben bu kitabı istiyorum değil de ; ben bu kitabı seçiyorum.

Gibi cümleler uzar gider.
İstedim ama olmadı diye bir çok cümle kurmuşsundur. Önce bu olumlamayı (pozitif enerjili cümleyi ) dene  ardından sıkı bir çalışma ile , çaba ve emek vererek seçtiğin ve niyet ettiğin her neyse onu elde ettiğinin farkına varacaksın. :) 

Güzel bir hafta sonu geçirmen dileğiyle. 😊😊😊



21 Şubat 2019 Perşembe

BİLİNÇ ALTINMIZDAN GELEN GÜÇ

Merhaba sevgili okur,



Epey bir zamandır bilinç altı çalışmalarını araştırıyorum ve uyguluyorum. Tanımı ile başlayayım.

Ruh bilimine göre bilinçaltı ; insanda, bilinçdışı olmakla birlikte, kapsamında olanların istendiği zaman bilince çağrılabildiği zihin bölgesi; kişide, bilince inmeyen olayların geçtiği varsayılan iç.

Şöyle özetleyeyim; bir buz dağı düşünün ve görünen kısmı bilinçli zihin, alt kısmı ise bilinçaltıdır.

Yaşadığın olumsuz olayları aslında bilinçaltının çektiğini biliyor muydun ? Nasıl yani ??? dediğini duyar gibiyim.
Geçmişte yaşadığın ve bilinçaltına değersizlik, öf, korku, kaydı olarak kaydettiğin her ne varsa farkında olmadan aktifleştiriyor ve kendine çekiyorsun.
 Ne yapman mı gerekiyor. ? 
Kendinle yüzleşmen gerek ,bilinçaltından gelen imgelerin seni gerçek dünyadan koparıp, hayal dünyana yani kurgu dünyana çekip negatif enerjiyle buluşturmasına engel olman gerekir. Çünkü bilinçaltından gelen çoğu imgelerin gerçeklik payı yok. Geçmişten deneyimleyip depoladığın korku, endişe...v.b negatif duyguların bilinçaltının geçmişidir. 
Bilinçaltını temizlemek için birçok basit  yöntem var sana benim düzenli olarak uyguladığım bir yöntemi öğreteyim.

Banyo yaparken, başından aşağıya su dökerken şunları tekrarla " Geçmişimi tüm samimiyetimle affedip, kabul ediyorum, ve bu akan su ile birlikte bedenimden uzaklaştırıyorum."

Etkili bir yöntemdir. Bir denemelisin :)

Başta tabi ki öncelikle kendini sevmen ve aklını kullanman gerek ki işe yarasın . 

Sevgiyle Kal....😊😊😊






29 Ocak 2019 Salı

Yalan Söyleme! Hadi canım! Sana İnanmıyorum!

  Biraz üzgünüm a dostlar, neden mi ? Hemen açıklıyorum.
Artık insanlar birbirine inanmıyor. Yani insanlar yapmacık davrandığı için diğer insanlar karşısındakine inanmıyor. Diğer insanlar diyerek ne kastettiğimi anlamışsındır, garip cümle olduğunun farkındayım.
Neyse başımdan geçen bizzat şahit olduğum olayları anlatayım.
Uygulama dersindeydik geçen haftanın ders notlarıyla analiz yapıyoruz pekiştirme açısından, tekrar bittikten sonra sınıfa gelen hocaya " hocam bakın yaptık " dedik ve aldığımız cevap: " yalan söyleme, onlar zaten bilgisayarda vardı. Siz mi yaptınız ki ? " hem küçümsedi hem de son sınıf öğrencisi olarak bizim yapmış olmamıza inanmadı. Bu kişide güya Yrd. Doç bizleri cesaretlendirmesi gerekirken küçümsedi. Skandal ! Beni de en çok yaralayan bu oldu zaten.

Günlük yaşantımızda da bize yöneltilen sorulara doğru cevap versek bile illa birine tastikletten insanlarla da karşılaşmadım değil. Madem bana inanmıyorsun ne diye soruyorsun kardeşim.

Ahh ahh ya ben kendimi tam anlamıyla anlatamıyorum. Ya da insanların genel durumu bu kabullenmem gerek.
Ne can sıkıcı bir durum.

Güven duygumuzu kaybetmemeliyiz.
























26 Kasım 2018 Pazartesi

İYİ BİR İNSAN OLMAK MUTLU OLMAK İÇİN YETERLİ MİDİR?

MERHABA SEVGİLİ OKUR,

Geçtiğimiz günler de sosyal medya aracılığıyla aklıma takılan bir soruyu soru-cevap şeklinde sizlerle paylaştım ve sizden gelen cevaplar o kadar iyi ki oturup tekrara düşündüm. Başlamadan önce şunu söylemeliyim ki mutluluk görecelidir. Kimin neye mutlu olduğunu bir başkası belirleyemez. Önce  takipçilerimden gelen cevapları, akabinde kendi duygu ve düşüncelerimi paylaşacağım. Hadi gelen bakalım ne cevaplar gelmiş.




İyi Bir İnsan Olmak Mutlu Olmak İçin Yeterli Midir ?

 " Evet "

" Hayır yetmez sadece huzurlu olur mutlu olmayabilir. "

" İyilik görecelidir. Tıpkı neye mutlu olunduğundan gibi, mutluluktan ne anlam çıkardığına bağlı. "

" Yetmez, iyi insanlarla arkadaş olmak lazım kötülerden uzak durmalı... "

" İyi bir insan olmak bence iç huzur için gerekli, n kadar iyi olursan geceleri o kadar rahat uyursun. "

" Kötü insanlarda kendilerince mutlu olabilir. Kötülükten beslenen insanlar buna mutlu olabiliyorlar. "

" İyi insan olmak mutluluğa yeterli. Herkes ektiğini biçer misali, sen iyi ol meyvesini zamanla yersin. "

" İyi insan o kadar göreceli ki. Bana göre mi ? Sana göre mi ? Ona göre mi ? İyi hangisi ? İyi ne ? Mutluluk bir duygu mu ? Bence bazı duygular sonucu yaşanan durum. Ve yine göreceli o zaman insan olmak mutluluk değil belki ancak orijinalin de insan olduğu için savaşsız ve huzurludur barışıyor hallerinden iyi olduğunda kötü olduğunda da. "

Kime göre ? Neye göre ? sorularına hep iyi' yi baz alırdık ve cevap bulamazdık. Bu felsefik soruların kişiye özgü olması beni gerçekten sinir ediyor.

Ben günümüz şartlarında iyiliğin sadece maskeden ibaret olduğuna inanıyorum. Karşımızdaki insanı kandırma metotlarından en popüleridir iyi biriymiş gibi gözükmek.
Hani imanla paranın kimde olduğu bilinmez derler ya o misal.
İçine girmeden kimin iyi, kimin kötü olduğunu bilemeyiz. Mutlulukta bunun gibi göstermelik, sahteleri o kadar var ki...
Sonuç olarak; iyi biri olmak ya da kötü biri olmak mutlu olmak için yeterli değildir. Mutlu olmak içinde bulunduğumuz şu an ile alakalı, anın getirdiği durumlardan mutlu ve ya mutsuz oluruz. En basit örnekle beklemediğimiz bir an da iyi ya da kötü bir haber aldığımızda mutlu, mutsuz oluyoruz.
Bence iyi bir örnek oldu. 😀

Bunun gibi soru-cevaplara katılıp sende duygu ve düşüncelerini rahatlıkla söylemek istersen beni sayfamdan @greditale ve @tehrabiasaray instagram hesaplarındaki hikaye bölümünden katılabilirsin.


Sevgiyle kal...😇😇😇





16 Ekim 2018 Salı

Hayatımda Yeni Kararlar Aldım

Merhaba Sevgili Okur,

Hayata karşı görevlerim nedeniyle uzun zaman ayrı kaldık. Bu süre içerisinde aldığım bazı kararlardan bahsetmek istiyorum. Biraz geç gelen kararlar bunlar aslında, hep bu yeniliği içimde sulayıp dururdum ve sonunda yeşertmede başarılı oldum. 
Yaşamımda karşılaştığım olumsuzluklara ( aslında en ufak olumsuzlukta bile alternatif çözümü arayan ben ) gün geldi her şeye cephe aldım. Adeta kendimi bir odaya kilitleyip'te anahtarını pencereden atmışım da bağırsam bile kimsenin sesimi duymadığı,
ve kimsenin o kilidi ben istemediğim sürece açabilecek güce sahip olmadığı dönemlerdi.
Kimseye derdimi anlatamaz oldum. 
Açıkça konuşmamı bekleyenlerden, tek bir kelime etmeden beni anlamalarını bekler oldum. Halbuki konuşup anlatmadan hiçbir şey çözülmez değil mi? 

Lafı gevelemeyi bırakıp geleyim kararlarıma. 
~~ Öncelikle bu hayatı BEN yaşıyorum, kendi isteklerime göre karar vermeliyim. 
~~ Dünyavi uğraşlara çok takmamak
~~ Tek başıma olmaya alışmak 
~~ İç huzuru bozacak şeylerden uzaklaşmak
 Bu saydıklarım zaten yeterde artar bence. 

 Demem o ki ne karar vereceksen önce kendin için ver. Sen bu dünya ya başkaları seni yönlendirsin diye gelmedin. 
  

Musmutlu geceler sevgili okur yorumlarını bekliyorum. 😇😇


6 Haziran 2018 Çarşamba

Hayata Dair -Deneme 4


Hayatta, her istediğine ulaşan ( ayağına serilen ) insanlara hep imrenmişimdir.
Çünkü benim sarf etmediğim çaba, emek kalmasın yine hüsran yine de hüsran...
Acaba nereden yanlış yapıyorum ?
Hani çok çaba sarf edersin de, kesin bu sefer oldu dersin. Hayata karşı tekrar umutlanırsın ya.
Sonucu gördün mü bir hayal kırıklığı daha...
Söz verirsin kendine, bir daha bir daha asla herhangi bir şey için ne emek vermek ne ona bel bağlamak...
Ama insanoğlusun bu sözü bilmem kaç defa yutarsın.
Her seferinde yeniden bir şeyler için ümit edersin.
Tüm kalbinle inanırsın.
İnanmak başarmanın yarısıymış ya o iş öyle değil.
Eğer öyle olsaydı ben şuan ulaşılmazlığı oynardım.




28 Nisan 2018 Cumartesi

Hayattaki Rollerimiz ile Kişilik Tipleri

Merhaba Sevgili Okur,
Bugün sana kişiliklerimizden yola çıkarak hayattaki rolümüzden (rollerimizden) bahsetmek istiyorum.
Yaşamımız boyunca farklı rollere bürünürüz. Bunlar neler mi ?
Eş, akraba, anne, baba, kardeş, sevgili, arkadaş, mesleki roller (doktor, avukat, ekonomist...) ...

Buraya kadar tamam da peki ya kişilik? 
 Yeni bir terim var Enneagram. 

Enneagram nedir ?

Enneagram latincede ennea=dokuz ve gram =çizgi-çizim kelimelerinden türemiştir. Bu sistem dokuz ana kişilik tipini ifade eder. Kişinin kendisini tanıması bu dokuz ana kişilik tipinden hangisine ait olduğunu anlayarak, zaaflarını, tutkularını bilmesinden geçer.

Doğumumuzdan itibaren kişilik arayışına gireriz. Bu dokuz kişilikten hangisi bize uygunsa onları deneyerek bulmaya çalışırız. 

 Hadi gelin bu dokuz kişilik tipi hangileriymiş ?


1.Yardımsever
İnsanlara yardım etmekten çok hoşlanırlar. Hayat düsturları yardım etmek üzerine kuruludur. İkili ilişkilere çok önem verirler. Sıcak ilişkiler kurma konusunda oldukça başarılıdırlar. Başkalarına yardım etmeye çalışırken bazen kendilerini unuturlar. 

2. Meydan Okuyan
Kendilerini adalet dağıtıcı olarak görmeye bayılırlar. Çabucak öfkelenir ve bunu dışa yansıtmaktan çekinmezler. " Dosta güven düşmana korku verir " sözü meydan okuyanlar için söylenmiştir.

3.Sorgulayıcı
Sürekli tetiktedirler ve her şeye şüphe ile yaklaşırlar. Kandırmak da güvenlerini kazanmak da çok zordur, ama bir kere güvenirlerse o kişiye kendilerini adarlar.

4.Maceracı
Maceracıların olayı tamamen enerjileridir. Yaşam enerjileriyle karşısındakileri motive ederler. Zihinsel aktiviteleri çok yoğundur ve sürekli yaratıcı fikirler üretirler. Bir işi bitirmeden diğerine başlayabilme özellikleri maceracıların zaman zaman maymun iştahlı bir görünüm sergilemelerine neden olurlar.

Burada şunu söylemeliyim ki bu kişilik için el kaldırıyorum :) 

5.Barışçı
Olaylara objektif bir bakış açısıyla, yargılamadan bakabilirler. Çatışmak yerine uzlaşmacılardır. Olaylara objektif bir bakış açısıyla, yargılamadan bakabilirler.

6.Özgün
Onlar için farklı olmak bir ayrıcalıktır. Duygularıyla hareket etmeyi severler.

7. Araştırmacı
Gözlemlemek, öğrenmek, bilgi toplamak onlar için önemlidir. Sebep-sonuç ilişkisiyle problemleri başarıyla çözümlerler.

8. Mükemmelliyetçi
 Dünyanın mükemmel bir yer haline gelmesi için çok çalışırlar. Yaptıkları her işin kusursuz olması için gayret gösterirler.  Dünyanın mükemmel bir yer haline gelmesi için çok çalışırlar. Yaptıkları her işin kusursuz olması için gayret gösterirler.

9.Başarı OdaklıHedefleri başarıdır ve çok çalışırlar.Başarılı olmak için giriştikleri her yol mübahtır onlar için.


Dokuz kişilik tipini öğrendik. 
Herkes bu kişilik tiplerinden birazda olsa içinde barındırıyordur.
Hayattaki rollerimiz de, içimizdeki bastırmaya çalıştığımız bazı kişilik tiplerinin yansımasıdır.

Ben; Mükemmelliyetçi, meydan okuyan ve yardım sever tiplerine sahibim.


Mutlu hafta sonları...

24 Nisan 2018 Salı

Sevgi Neydi ?



Sevdiğimiz birinin yaptığı onca hatalarına rağmen affedebiliyor isek tek nedeni sevmişizdir.
Hem de yürekten, samimi, içte ve hiç bir karşılık beklemeden...
Şimdi soracaksın, sevgi her şey mi?
Bende sana sevgi olmadan şu an ne yapabilirsin ? Diye soruyorum.
Sevgi olmadan biz bir " hiç " iz.
Sevdiğimiz insan, sevdiğimiz meslek, sevdiğimiz şehir, sevdiğimiz her şey aslında bizi var eden şeyler değil mi ?

Seven insan kimseye sırtını dönmez, aksine kırılır, gücenir ama asla sırtını dönmez.
Nereden mi biliyorum ?
Çünkü bu bana yaşatıldı.
Hem de canımın canının parçası olan biri, dünya malına minnet edip, kendi kardeşini yok sayan biri tarafından.

İnsanoğlunun dünyada en çok sahip olmak istediği şey ; güç, para, şöhret ve niceleri...
Ama öbür dünya ya ne malını götürebildi ne zenginliğini.
Sorulsa hatıranda ne var diye? İki cümleyi geçmeyecek. 

Demem o ki; başkaların kulaktan dolma boş laflarıyla sevdiğiniz insanlara karşı cephe almayın.
Sevdiğiniz insandan şüphe etmeyin. Aklınızla hareket edip doğru olanı bulmadan kimseye sırtımızı dönmeyelim.
Üç günlük dünyada anlık yaşadığımızı unutmayalım. 
Bir hayatımız var ve geri dönüşü olmayacak yollara girerek daha da zorlaştırmayalım.

Al yazmalım filmindeki replik gibi : 
--Sevgi neydi?
- Sevgi emekti.
Eğer yüreğinle emek vererek sevdiysen, kalıcı;  gözün ile sevdiysen, geçici sevgidir.

O zaman mutluluk nedir ?
Mutluluk, sevginin sonucudur.
Çünkü, sevdiğimiz şeyleri yaptığımızda bunlardan haz duyuyorsak bu mutluluktur.

Evet sevgili okur, 
Bu geçici dünyada insanların kalplerinde kalıcı kırgınlıklar bırakmamak dileğiyle...





14 Şubat 2018 Çarşamba

İçindeki Güce Kulak Ver- Deneme 3/1




Merhaba Sevgili okur,

  Bu yazıyı bir önceki deneme yazımın devamı olarak görebilirsin. Çünkü anlatacaklarım onlarla bağdaşıyor aynı zamanda elimden geldiğince olayı hikayeleştirerek anlatmaya çalışacağım.

Bundan tam 10 yıl önce küçük bir kız çocuğuyla tanıştım. İçi kıpır kıpır, gözleri ışıl ışıl, pırıl pırıl bakan bir kız çocuğu ama gel gör ki bir o kadar bastırılmış içine kapanık, sakin ve pasif. Halbuki dudaklarında biriken sözcükleri gözleriyle anlatıyordu. Onu kimse duymuyor ve görmezlikten geliyordu. İçinde hep büyük bir boşlukla büyüdü. Küçük kız artık 18 yaşına geldi ve kendi ayakları üzerinde durmaya başlamıştı. Hala aynıydı değişen hiçbir şey yoktu ve bu durumdan o kadar bunalmıştı ki değişiminin zamanı geldiğinin farkındaydı. Ama değişim için ne yazık ki cesareti yoktu. Çünkü; bastırılmış, pasif kalmış, çevresi tarafından hiç değer görmemiş biri nasıl cesaretli olabilir ki ?

Cesaretsizliğinin üzerinden aylar geçti. Ama içinde ukde kalan bir şey vardı "değişmek" evet artık değişmek istiyordu. İçinde ki gücün yavaş yavaş farkına varmıştı. Sadece bir kıvılcım gerekiyordu.  kıvılcım; sevilmek ,değer görmekti ve bir kişi o na değer verdiğini göstererek onun hayatını değişti. Artık yapmak istediklerini, söylemek istediklerini, hayallerini, umutlarını kimseye hesap vermeden gerçekleştirme cesaretine erişmiş. Ve etrafındakiler onu hayranlıkla seyreder olmuş.

Belki de o kişi bu hayatı değiştirdiğinin farkında bile değildi ama kahramanımız değişimine neden oldu.

Evet herkesin istekleri, hayalleri, arzuları farklı olabilir. Yeter ki içimizdeki gücün farkına varıp, ona kulak verelim.





24 Ekim 2017 Salı

Ağlamak Ve Gülmek Kardeşmiş

İnsan neden ağlar?
Hiç birisinin sizin yüzünüzden bilerek,isteyerek ağlamasına sebep oldunuz mu?

İnsan neden ağlar ? Sorusuna çoğu kişi mutsuzken ağlanır... niye cevap verir. Mutsuzken sadece somurturuz ağlamayız.
Bence insan,verdiği değeri bir hiç uğrana heba ettiğinden doğan kalp kırıklığı için ağlar,çünkü ağlamamızın sebebi karşımızdaki insanla bağlantılıdır.
İkinci soruya gelirsek ben kendimi ağlatmış olabilirim,yaşadığım dönüm noktaları sancılı olunca yaptığım eylemlerin sonucu bana ağır geldiyse demek kendi kendimi üzdüm. O zamanlar kendime fazla değer veriyordum.Bu gün yaşadığım olayı anlatayım size;

Bugün kendimi biraz yalnız hissettim halbuki yalnızlığa alışkın olmama rağmen bu his beni rahatsız etti.
Ağlamak konusunaysa okuldan dönerken yanımda oturan genç bayanı görünce içimden yazmak geldi.Benim yaşlarımda güzel bir genç kız içini çeke çeke ağlaması ve benim telefonuma gelen mesajların beni gülümsetmesi şöyleee bir düşündürdü.Ve onun için tek yapacağı şey yüzünde ufak bir tebessümün olmasını sağlamaktı ve de başardım ona oneo diyerek oneonun sakızını ikram ettim. Hayatımda hiç yapmayacağım şeyi onun ağlamasından cesaret alarak yaptım. Asıl amacımı anladığı için de biz başladık gülmeye 😄 
Hayata sadece bir kere geliyoruz ve onunda kıymetini bilmiyoruz.
Bu dünya da yaşadığımız her şeyin bir çaresi var, önemli olan onu bulabilmek.





13 Ağustos 2017 Pazar

Açılmamış Kanatların Büyüklüğü Bilinmez

Mümin Sekman⇒ LİMİT SİZSİNİZ



Bu hafta tekrar Mümin Sekman kitabıyla karşınızdayım.

Bu kitap diğer kitaplarından biraz farklı,tabiki birbirinden etkileyici örnekleriyle,Çin atasözleri,hint edebiyatından Antik orta çağ kültürüne kadar yolculuk yaptırıyor.Ama ana tema Başarı üzerinedir.

'Güçlü tutkular insanı aceleci yapar. Tutkuların en son öğrendikleri başarı dersi sabırla beklemektir!' Diyen yazarımız hata yaparak başarıya gidildiğini vurguluyor.
Sınırlarımızı zorlamadan gerçek kapasitemizi öğrenemeyiz.Ve bazen sınırlarımızı zorlamak acı veriyor olsa da sonuçta bu acı bizi büyütür. Yani uçarken yere çakılmakta uçmanın bir parçasıdır.Ama kuş düştü diye uçmaktan vazgeçmiyor değil mi ?

Yazar başarının; tutkudan,teknikten ve cesaretten kaynaklı olduğunu vurguluyor ve ben de buna katılıyorum.Bu hayatta risk almak gerekir.Çoğu insan hata yapmaktan korktuğu için böyle bir şeye yeltenmez halbuki,hata yaptığımızda yeniden cesaret ederek o işi en iyi şekilde yapmaya çalışırız.Yani limitimizi olabildiğince zorlarız.

Hiç kimse limitsiz değildir.Şu anki limitlerimizle bu kadar başarabiliyorsak, kendimize eklemeler yaparak, aklımıza akıl ekleyerek, cesareti,tutkumuzu alevlendirerek ve tekniği güçlendirerek daha başarılı olabileceğimiz den bahsediyor. 
Kitap kısaca kendinizi bulmaya davet ediyor.Anlatım ve yazım yönünden romanlaştırılmış gibi geldi.Kişisel gelişim kitaplarında romanlaştırılmasını pek sevmiyorum nitekim bir kılavuz olarak görüyorum.Kitap kolay anlaşılır,sade bir dile sahip. Sıkıcı değil verdiği örnekler tam yerinde ve okunmaya değer.

Alıp okuyabilirsiniz tavsiyemdir.














9 Temmuz 2017 Pazar

Her Şey Seninle Başlar






Yazar:            Mümin SEKMAN
Sayfa Sayısı : 239
Baskı Yılı :    1. basım Kasım 2005
                      18. basım Mayıs 2017




İçimizdeki enerji ile yaşadığımız hayatlar birbirleriyle uyumlu olmayabiliyor değil mi ? Evet çünkü benimde öyle ,korkacak ve endişe edilecek bir durum değil işte size bir kılavuzdan bahsedeceğim.

 Doğru okudunuz bu konuda yazarımız da zaten kitabı için kılavuz kelimesini kullanıyor. 

Başarı; herkesin istediği ama ona erişmek için çabalamayan bizler nasıl başarılı olabiliriz.Başarıyla birlikte aklımızdaki her şey peşinden gelir; hayalini kurduğumuz hayat,para,aşk,mutluluk ve huzur...

Ne yaparsam yapayım başarılı olamıyorum diyenlerden misiniz?  Benim gibi hayattaki yolunuzu mu arıyorsunuz? İçinizdeki enerji ile yaptıklarınız uyuşmuyor mu? 

Ben bu kitapla umutlarımın sona bulduğu zamanla tanıştım tesadüfi değil bilerek isteyerek aldığım,severek okuduğum, verdiği örneklerle ağzım açık ' hadi canım !' diyerek tepki verdiğim baş ucu kitaplarımdan biri oldu.
Eğer gerçekten hayatınızda başarılı bir birey olmak istiyorsanız okumalısınız. 

HAYATTA YA TOZU DUMANI KATARSIN,YA DA TOZU DUMANI YUTARSIN.
SEÇİM SENİN!

12 Haziran 2017 Pazartesi

...Ve Mucizeydi Yaşamak


Yazar: Nur Meriç

Sayfa Sayısı: 344

Baskı Yılı: 2016



Bazen kendimizi içinden çıkamayacağımız derin bir kuyunun içinde hissederiz.Her ne kadar sesimizi duyurmak için bağırsakta yinede sesimizi duyan olmaz.İşte bu durumda hayatımıza derinden etkileyen,içimizdeki sesin çok daha güçlü olduğunu hatırlatan,kendimizi yeniden bulmamızı sağlayan kurtarıcı bir melek diyebilirim bu güzel kitap için.
Hepimiz dünyaya geliş amacımızı merak ederiz,ben bütün hücrelerimle merak ediyorum.
Tesadüf eseri kitap evinde dolaşırken karşıma çıkıverdi.Sanki beni çağırmış gibi kendimi bir anda kişisel gelişim kitaplarının yanında buldum. Normalde Türk Edebiyatı okuduğum için hiç ilgimi çekmez kişisel gelişim kitapları.
Kitabın dili yalın ve sohbet havasında olduğu için sanki karşımdaymış gibi hissederek okudum.Yazarımız iyi ki bu kitabı yazmış benim gibi ne hayal kursa yıkılan biri için yeni beklentileri yeni hayaller,umutları yeniden içimde yeşertti.Kendisi okuduğum en güzel kişisel gelişim kitabıdır.
Okumanızda kesinlikle fayda var. 

Eğer sizi de derinden etkileyen bu tarz kitaplar varsa benimle paylaşırsanız sevinirim.😊

7 Haziran 2017 Çarşamba

İNSAN TABİATI



 İnsan tabiatının öngörüsüzlüğü yüzünden dokunduğumuz her varlığı,nesnelere zarar veriyoruz.Kullandığımız her şeyin özünü bozuyoruz.
Tatlı ile acı arasındaki bağa örnek olarak;zevkine vardığımız şeylerin en son dereceye geldiğinde onu acı kelimelerle anlatırız:Bitmek,yanmak,ölmek gibi.
Keder-Sevinç birbirinden farklı şeyler.Bu duyguların dışavurumu,gözyaşları aynıdır.Yüzümüze her iki duygunun yansıması bile aynıdır.

Ağlamakta bir zevktir. 
(Ovidius)
Doğadan örnekle verebiliriz.
Ressamların söylediğine göre ağlarken ve gülerken yüzümüzde beliren çizgiler ve hareketler aynıymış.Aslında yapılan resme bakıldığında ağlıyor mu, gülüyor mu ?bilemeyiz.Hatta gülmeni dozu kaçtığında bile gözümüzden yaşlar gelmeye başlar.
İnsanın tabiatında bunlar hep olağan şeylerdir.



5 Haziran 2017 Pazartesi

Günün Kırıntısı

Bugün o kadar mutluyum ki, kelimelerle anlatamıyorum,o kadar zor tuttum ki kendimi yoldaki insanlara sarılmamak için...
Hepimizin hayalleri ve hayalleriyle süslenmiş hedefleri var. Elbette benimkiler baya ütopik yalnız :)
Gün içerisinde moralim çok bozuktu.Şimdi ben ne yapacam diye kara kara düşünüyordüm ki o güzel haber bir mesajla geldi.Beni o umutsuzluk çizgisinde çıkardı. Tekrar hedeflerimin ne olduğunu hatırlattı ve ne olursa olsun ucunda ölüm yok her şeyin bir çözümü varı yeniden anımsattı.
Geçmişte hayal kırıklığından yeniden ayağa kalkan biri bu satırları yazıyor.Düşmanımın başına dahi gelmesin.
Bugünden ertesi yok hedeflerimi daha sahip çıkacağım çünkü bu dönemde başı boş bırakınca bir adım bile ilerleyemiyormuşum.
Siz benim yaptığım gibi umutsuzluğa kapılmayın ben her seferinde böyle yaparak kendimi üzüyorum her şeyin çözümü olduğunu unutup ; şimdi bittim !! niye yakınmaya, şikayet etmeye başlıyorum.
Ki ben geçmişten sonra hep pozitif düşünceye sahip,sürekli gülümseyen biri oldum. Hala dersimi alamamışım. Korkularımı yendiğimi zannedip yenememişim.


4 Haziran 2017 Pazar

Aslında Tanımıyoruz



Birini tanımak için ne yapmalıyız ? Peki şuan yanımızdaki insanlar bizi yeteri kadar tanıyor mu ? Ya da biz onları tanıyor muyuz ?
Birini tanımak için sadece ismini bilmek yetmez, onun içini görmek gerekir yani,en çok sevdiği,hoşlandığı ve sevmediği şeyleri bilmek,nerede ne konuşacağını bilmek, ne hareket yapacağını bilmek gerekir ki aynı zamanda o kişiyle yolculuk yaptın mı ? Ticaret gibi alışverişte bulundun mu ? asıl en önemli sorular bunlar. Ve ben bunlara Hayır cevabını verebiliyorum.Evet cevabı verebilsem
"seni tanıyorum "cümlesini kurabilirdim.Gönül rahatlığıyla.

Hepimizin hayatında yıllarca tanıdığımızı zannettiğimiz arkadaşlarımız olmuştur. Ve şuan küsüz, konuşmuyoruzdur. İstisnasız herkesin hayatın vardır. Bence bizi tanıyan insanlar gitmez.Gitmek istiyorsa da bırakın gitsin kaybeden biz olmuyoruz aksine bir huzur bir rahatlama fazlalığı göndermişiz hayatımızdan rahatlığı geliyor.
O yüzden biz üzüleceğimize bırakalım da karşı taraf üzülsün biz doğru olmaktan şaşmayalım.




31 Mayıs 2017 Çarşamba

Bir Gülümsemedir Mutluluk

Asla yaptığımız iyiliklerin karşılığını beklemeyelim ,ben iyilik yapıp karışılığını beklemeliyiz onu anlatmak istemiyorum.Asıl amacım yaptığımız her ufak iyilik bizi buluyor emin olun.Bu bir gülümseme bile olur.
Günümüzde insanlar o kadar asık suratlılar ki bir gülümsesek bile sanki canını istemişiz gibi muamele yapıyorlar.İşte o insanlar hayatta başarılı olamazlar.Çünkü girdikleri ortamdan hep dışlanırlar.
İyiliğin büyüğü küçüğü olmaz gerçi dedim ya gülümsemeyen insanlar var hayatta işte bu durum bizim hoşumuza gitmiyor değil mi ?
Suratsız insanları sevmeyiz. O yüzden bir gülümseme alanı sevindirir vereni yüceltir annem hep böyle der.Düşününce ne kadar doğru değil mi? Hem gülümsemek bir nevi sadakadır. Yüzümüzden gülümsemeyi n'olur eksik etmeyelim.😊😊😊




26 Mayıs 2017 Cuma

Bir Yıldızın Başarısızlığı

                                                       gerçek deniz yıldızı hayvanı ile ilgili görsel sonucu                                          Hayata, her şeyde başarısız olmak için gelmişim sanırım. Tek başarım o mucizevi yarıştan 1. gelerek hayata dahil olmam. Tüh bütün enerjimi,başarı potansiyelimi o anda harcamışım.Çokta önemliymiş gibi iyi halt ettim. Son bir yılda hayatımdaki çoğu şey ters gidiyor. Müdahale edemiyorum, elimden hiçbir şey gelmiyor.
Ben böyle planlamamıştım kii.
Bu hayatta en en çok istediğim, insanlara faydalı olmak,yardım etmek,sorunlarını sıkıntılarını birlikte aşmak. Ama ben kendime yardım edemezken bir başkasına nasıl yardım edebilirim ki. 
Aile hayatım dışındaki her şey değer kaybediyor,dolar gibi desem yeri bir artıyor bir azalıyor.
 Her şeyi elime yüzüme bulaştırıyorum.
Bu yaz hayatımın en güzel tatilini yapmak için her şey hazır.Yıllardır hayalini kurduğum Karadeniz turu planı hazır ama benim gidebilme ihtimalim %25 bile değil. Moralim biraz bozuk sizlerle dertleşmek istediğim.

24 Mayıs 2017 Çarşamba

90'larda Çocuk Olmak

Hangi yaşa gelirsek gelelim "keşke çocuk olsaydım." cümlesini hepimiz söylüyoruzdur. Hele birde hangi yılın çocuğu olsakta oynanan oyunları,oyuncakları,dostlukları,muhabbeti tadı hala damaklardadır.

Bir 90 'lar çocuğu olarak okuldan döner yemeklerimizi yer ödev bile yapmadan akşama kadar mahalledeki arkadaşlarımla oynadığımız saklambaç,körebe,ebelemece(elim sende), yerden yüksek... bıkmadan usanmadan her gün akşam ezanına kadar oynardık.
Bunları yazarken bile ne günlerdi be deyip gülümsediğimi fark ettim. Yeri gelmişken itiraf edeyim körebeyken hep alttan bakardım.Okuyan arkadaşlarım bana kızmasın o zaman çocuktuk.🙈 


İşte en sevdiklerim kolonyalar 😍 biz ilk okulda arkadaşlarımızla avuç avuç alırdık tanesi 5 kuruş gibi bir şey diye hatırlıyorum. Bilmeyenler için, her rengin kokusu farklı pembesi en güzel kokanıydı. Annem çok kızardı boya onlar alıp getirme diye yaramaz bir çocukluğum olmamasına rağmen dinlemezdim. 
 Öğle aralarında bizim okulun karşısındaki markete giderdik orada şaka oyuncakları vardı ve biz hepsini talan ederdik. Kaybolan mürekkep,yüzüklü su..

Sanal bebek,atari,meybuz,teletabiler, çokomel..

Ay savaşçıları,Maske,Afacan Dennis,Snoopy,Taş Devri,Jetgiller,Vikingler,Heidi... bu liste uzar gider hepsini de hiç kaçırmadan izledim. 

O kadar çok şey var ki özlediğim.