7 Haziran 2017 Çarşamba

İNSAN TABİATI



 İnsan tabiatının öngörüsüzlüğü yüzünden dokunduğumuz her varlığı,nesnelere zarar veriyoruz.Kullandığımız her şeyin özünü bozuyoruz.
Tatlı ile acı arasındaki bağa örnek olarak;zevkine vardığımız şeylerin en son dereceye geldiğinde onu acı kelimelerle anlatırız:Bitmek,yanmak,ölmek gibi.
Keder-Sevinç birbirinden farklı şeyler.Bu duyguların dışavurumu,gözyaşları aynıdır.Yüzümüze her iki duygunun yansıması bile aynıdır.

Ağlamakta bir zevktir. 
(Ovidius)
Doğadan örnekle verebiliriz.
Ressamların söylediğine göre ağlarken ve gülerken yüzümüzde beliren çizgiler ve hareketler aynıymış.Aslında yapılan resme bakıldığında ağlıyor mu, gülüyor mu ?bilemeyiz.Hatta gülmeni dozu kaçtığında bile gözümüzden yaşlar gelmeye başlar.
İnsanın tabiatında bunlar hep olağan şeylerdir.



5 Haziran 2017 Pazartesi

Günün Kırıntısı

Bugün o kadar mutluyum ki, kelimelerle anlatamıyorum,o kadar zor tuttum ki kendimi yoldaki insanlara sarılmamak için...
Hepimizin hayalleri ve hayalleriyle süslenmiş hedefleri var. Elbette benimkiler baya ütopik yalnız :)
Gün içerisinde moralim çok bozuktu.Şimdi ben ne yapacam diye kara kara düşünüyordüm ki o güzel haber bir mesajla geldi.Beni o umutsuzluk çizgisinde çıkardı. Tekrar hedeflerimin ne olduğunu hatırlattı ve ne olursa olsun ucunda ölüm yok her şeyin bir çözümü varı yeniden anımsattı.
Geçmişte hayal kırıklığından yeniden ayağa kalkan biri bu satırları yazıyor.Düşmanımın başına dahi gelmesin.
Bugünden ertesi yok hedeflerimi daha sahip çıkacağım çünkü bu dönemde başı boş bırakınca bir adım bile ilerleyemiyormuşum.
Siz benim yaptığım gibi umutsuzluğa kapılmayın ben her seferinde böyle yaparak kendimi üzüyorum her şeyin çözümü olduğunu unutup ; şimdi bittim !! niye yakınmaya, şikayet etmeye başlıyorum.
Ki ben geçmişten sonra hep pozitif düşünceye sahip,sürekli gülümseyen biri oldum. Hala dersimi alamamışım. Korkularımı yendiğimi zannedip yenememişim.


4 Haziran 2017 Pazar

Aslında Tanımıyoruz



Birini tanımak için ne yapmalıyız ? Peki şuan yanımızdaki insanlar bizi yeteri kadar tanıyor mu ? Ya da biz onları tanıyor muyuz ?
Birini tanımak için sadece ismini bilmek yetmez, onun içini görmek gerekir yani,en çok sevdiği,hoşlandığı ve sevmediği şeyleri bilmek,nerede ne konuşacağını bilmek, ne hareket yapacağını bilmek gerekir ki aynı zamanda o kişiyle yolculuk yaptın mı ? Ticaret gibi alışverişte bulundun mu ? asıl en önemli sorular bunlar. Ve ben bunlara Hayır cevabını verebiliyorum.Evet cevabı verebilsem
"seni tanıyorum "cümlesini kurabilirdim.Gönül rahatlığıyla.

Hepimizin hayatında yıllarca tanıdığımızı zannettiğimiz arkadaşlarımız olmuştur. Ve şuan küsüz, konuşmuyoruzdur. İstisnasız herkesin hayatın vardır. Bence bizi tanıyan insanlar gitmez.Gitmek istiyorsa da bırakın gitsin kaybeden biz olmuyoruz aksine bir huzur bir rahatlama fazlalığı göndermişiz hayatımızdan rahatlığı geliyor.
O yüzden biz üzüleceğimize bırakalım da karşı taraf üzülsün biz doğru olmaktan şaşmayalım.