21 Nisan 2018 Cumartesi

OLAĞANÜSTÜ BİR GECE ~ STEFAN ZWEIG






ÖZGÜN ADI: Phantastische Nacht
KİTAP ADI: Olağanüstü Bir Gece
ÇEVİREN:  İlknur İgan


#alıntı ⤵️

🕯Olağanüstü Bir Gece, ailesinden kalan miras sayesinde çalışmadan lüks ve huzur içinde yaşayan genç bir adamın hikayesidir. Çevresinden soyutlanmış bu adam her pazar olduğu gibi at yarışlarına gider. İçgüdülerine yenik düşerek belkide hayatında ilk kez bir suç işler. Bir gece boyunca gelişen büyülü olaylar zinciri bu genç adamın ruhsal dünyasında bir aydınlanma yaşamasına neden olacaktır.

 #yorum ⤵️

🕯 Hikayenin başlarında kelime oyunları oldukça fazla okurken biraz sıkıldım ama ilerledikçe konunun bir hayli ilgi çekici olduğunu fark ettim hatta hikayenin sonunda kendimden birer parça buldum. Kahramanımız işlediği suçun neticesinde kazanmış olduğu parayı kendi iç huzurunu aramak için harcamaktadır ve aradığı huzuru da verdiği mücadele ile bulacaktır.


Hayatta hiçbir şeye ihtiyacı olmayan amacı kalmamış bir burjuvanın yeniden yaşama sevincini kazanmak için ucuz heyecanlar peşinde koşmasını okura adeta hissettiren Stefan Zweig kitabının son cümlesinde; "Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan, bütün insanları anlar." cümlesi ile insan psikolojisinin derinliklerini nasıl bu kadar iyi işlediğinin anahtarını veriyor.
İnsanın kendine karşı dahi dillendiremediği düşünceleri bu kitapta yakalaması kaçınılmaz.

 Ben beğendim sonu çok güzel bittiği için tavsiyemdir. 


🦋 Sevgili okur, yüzünden gülümseme elinden kitap eksik olmasın. 

18 Nisan 2018 Çarşamba

KORKU ~ STEFAN ZWEIG



Özgün Adı: ANGST

Kitap Adı: KORKU

Çeviren: İLKNUR İGAN



#alıntı ⤵️

Rahat ve korunaklı bir yaşam süren saygın bir kadın, sekiz yıllık evliliğinden sıkılmış, burjuva dünyasının kozasından çıkarak kendini genç bir piyanistin kollarını atmıştır. Ancak bu gizli ilişkiden haberdar olan bir şantajcının ansızın zuhur etmesiyle, hayatında yeni farkına vardığı bütün güzellikleri yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalır ve kahredici bir korkunun pençesine düşer. 

Korku; insanı bilinç dışına itilmiş utanç verici deneyimlerinden, bastırılmış pişmanlıklardan özgürleştirebilecek güçte, korkunun tasviri ve kendi korkularınıza dair tanıdık gelen söylemlerden ibaret harika bir öykü.

Zweig'in Şu ana kadar okuduğum psikolojik çözümlemeleri içeren kitaplarından en iyisi diyebilirim. Konusu oldukça ilgi çekici bir o kadar da can sıkıcı çünkü toplumumuz için aldatmak gerek erkek gerek kadın olsun hiç hoş değil. Bu nedenle konusunu sevmedim. Yapılan psikolojik çözümlemeler konuyu çok iyi tamamladığını düşünüyorum. 
Bu kitapta aldatan taraf bir kadın, üstelik mükemmel bir eşi ve iki çocuğu, mutlu evliliği olan bir kadın...
Eğer yakalanmasaydı aldatmaya devam edecekti ama yakalandığı için içindeki suçluluk duygusu ve korku psikolojisi günden güne içini yiyip bitiriyordu. 
 Kitabın sonunu beni çok şaşırttı. O kadar güzel sonu bağlanmış ki hiç tahmin bile edemedim. Bana biraz Ahmet Ümit'in romanlarındaki sürpriz sonlarını anımsattı. 
Zweig'in okumanız gerek kitapları arasında benim için şu an 1 numarada yerini koruyor. 


Sevgili okur, yüzünden gülücük elinden kitap eksik olmasın. 😊😊😊

15 Nisan 2018 Pazar

Bir Çöküşün Hikayesi


Özgün Adı : GESCHICHTE EINES UNTERGANGS
Çeviren: REGAİP MİNARECİ



Bu son derece çarpıcı Çöküş öyküsü, XV. Louis döneminde Fransız Sarayı'nda epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanır. Mademe de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Normandiya'ya sürülür. İktidar sahibi ve ilgi odağı olduğu hareketli ve eğlenceli Paris günlerinden sonra, ne kadar süreceği belli olmayan kendisiyle baş başa kalacağı bir sürgün dönemi beklemektedir onu. Ancak iktidar savaşları, entrika ve eğlenceden ibaret boş saray hayatı var oluşuna anlam katan tek şeydir. Hem kendini hem çevresindekileri sürekli kandırma eğilimindeki bu sığ ve kibirli kadın, malikanesinde gösterişli eğlenceler düzenleyerek Paris'teki hayatını yeniden canlandırmaya çalışır. Giderek mantıklı düşünme yetisini bütünüyle yitiren Madame de Prie, yeniden bütün dikkatleri üzerine çekebilmek için inanılmaz bir plan yapar.


Zweig 'ın bu öyküsünde yalnızlığın her bir zerresine kadar hisseden bir kadın karşımıza çıkıyor. Zamanında; güçlü, iktidar sahibi, ilgi ve hayranlık duyulan biriyken bir takım nedenlerden ötürü makamından ve yaşadığı şehirden sürülüyor. Gönderildiği yerde ( Normandiya ) parasından, hizmetçilerinden ve uşağından başka kimsesi yok. Normandiya ' da ilgisini genç bir oğlan çeker. Mademe de Prie ' ye duyduğu utangaçlık, mahcupluk kadının hoşuna gidiyor ve genç oğlanı yanına sekreteri olarak alır. gel zaman git zaman kadın oğlana (ilgiye ), oğlan ise zenginliğe alışır ve birlikte yaşarlar.
Madame de Prie' nin egosu oldukça kaf dağında olduğu için her fırsatta genç oğlanı aşağılar. Kadın, genç oğlanı evinden kovar. Yalnız kalan Prie, eski günlerindeki gibi evinde partiler düzenler her gün her gece misafirler evine akın eder ama kimse Prie ile ilgilenmez onlar sadece bu şatafatlı hayatı merek ettikleri için oradadırlar. Prie bunu fark edince kendini daha da yalnız kaldığını görerek artık yaşamanın ona zevk vermediğini anlar ve verdiği davetlerde ilgili bir tarih açıklayarak çekmeye çalışır. Ama yine istediği gibi olmaz. 
Ve belirlediği tarih Madame de Prie' nın intihar edeceği tarihtir.


Zaman kaybı asla değil, ben pek sevemedim hikayeyi Madame de Prie ye biraz gıcık olduğum için olabilir.

Bol gülücüklü, Mutlu haftalar 😊😊😊😊